ÇETİNBİLEK AV.
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ofisimiz
  • Ekibimiz
  • Faaliyet Alanları
    • Aile, Boşanma Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Kamulaştırma Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Şirketler Hukuku
    • Ticari Sözleşmeler
    • Tüketici Hukuku
    • Vergi Hukuku
  • Makaleler
  • Basında Biz
  • İletişim

BİZE ULAŞIN :  0 (506) 557 22 11 |  info@cetinbilek.av.tr

ÇETİNBİLEK AV.
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ofisimiz
  • Ekibimiz
  • Faaliyet Alanları
    • Aile, Boşanma Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Kamulaştırma Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Şirketler Hukuku
    • Ticari Sözleşmeler
    • Tüketici Hukuku
    • Vergi Hukuku
  • Makaleler
  • Basında Biz
  • İletişim
Özel Hastane ve Doktorların Tazminat Sorumluluğu'na İlişkin Notlar
23.04.2017

Özel Hastane ve Doktorların Tazminat Sorumluluğu'na İlişkin Notlar

Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 502 vd. maddelerinde düzenlenen vekâlet sözleşmesi, vekâlet veren ile vekil arasında akdedilen, vekilin, vekâlet verenin menfaatine ve iradesine uygun bir sonuca yönelik iş görmeyi üstlendiği bir sözleşmedir.

Vekâlet sözleşmesi,hukuki niteliği itibariyle sürekli borç ilişkisi doğuran, rızai bir sözleşme olup; ücretin vekâlet sözleşmesinin zorunlu bir unsuru olmaması nedeniyle eksik iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tarafların sözleşmede ücret kararlaştırmaları durumunda ise vekâlet sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme halini alır.

Özel bir hastanede veya kendisine ait kliniğinde çalışan bir doktor ile hastası arasında 3 farklı şekilde hukuksal bir ilişki söz konusu olabilir. Bunlar:

1- Sözleşme İlişkisi ( Vekalet Sözleşmesi )

2- Vekaletsiz İş Görme İlişkisi

3- Haksız Fiil İlişkisi (1)

Bu yazımızda sözleşme ilişkisi yani 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri uyarınca "Vekalet Sözleşmesi" üzerinde durulacaktır.

Vekalet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. (Türk Borçlar Kanunu m.502/1) 

Doktor ile hasta arasında kurulan rızaya dayalı ilişki "vekalet sözleşmesi" olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Hastane özel hastane ise de sözleşme hastane ve hasta arasında kurulmuş olur. Dolayısıyla hasta, olası bir ihtilafı hastanenin tüzel kişiliğine yöneltmelidir. Doktor ve yardımcı personel sözleşmeye taraf olmazlar ve TBK m.116 uyarınca ifa yardımcısı konumundadır. Yargıtay da hastane ile özel hastane arasında bir sözleşme ilişki kurulması neticesinde hastanenin sorumluluğunu Eski BK. m.55 anlamında kusursuz sorumluluk olarak belirlemekte; doktor ve yardımcı personele ilişkin sorumluluk ise haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmektedir.

Ceza hukuku açısından ise hastanelerin sorumluluğuna gidilemeyeceği için doktorlar ve yardımcı personel açısından "şahsi sorumluluk" geçerlidir.

SÖZLEŞMENİN GEÇERLİLİK ŞARTI VE KURULMASI

"Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmi sıfata sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekalet sözleşmesi kurulmuş sayılır." (TBK m.503/1)

Şu halde sözleşmenin yazılı şekilde yapılması bir geçerlilik şartı değildir. Hastanın hekime başvurması ve hekimin hastaya tıbbi müdahelede bulunmayı kabul etmesiyle sözleşme kurulmuş olur.

GÖREVLİ YARGI YERİ

Kamu görevlisi olmayan, kendi kliniğinde veyahut özel bir hastanede çalışan sağlık personelinin hatalı tıbbi uygulamalarına (MALPRAKTİS) ilişkin açılacak tazminat davalarının adli yargıda açılması gerekmektedir. 28.11.2013 tarihinde Resmi Gazete ile yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un m.3/1-l fıkrası uyarınca vekalet ve eser sözleşmeleri artık zikredilen kanun kapsamına alınmıştır. Şu halde görevli mahkemede Tüketici Mahkemeleri olacaktır. Bu durum yalnızca bağımsız muayenesi olan hekimler ve özel hastaneler bakımından geçerlidir.

ZAMANAŞIMI

Vekalet sözleşmesine dayalı olarak hekimin sorumluluğu söz konusu olduğunda, zamanaşımı süresi iki yıldır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca;

MADDE 16 - (1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.

(2) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz."

Bu süre zararın varlığının öğrenildiği andan itibaren başlar. Ayrıca 6098 sayılı TBK'nın 115/3 uyarınca; " Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür."

Buna göre hasta ile yapılacak herhangi bir sorumsuzluk anlaşmasının da geçerliliği bulunmamaktadır.

                        

                          Avukat

               Ahmet ÇETİNBİLEK


Yararlanılan Kaynaklar:

1- Tıp Hukuku El Kitabı 8. baskı  Prof.Dr. Hakan HAKERİ

2- Özel Hastane ve Hekimin Tazminat Sorumluluğu 1. Baskı Av. Ümit ERDEM 



Bir Önceki Makale
Bir Sonraki Makale
[Kod-Baslik]
[Kod-Baslik]

MAKALE KATEGORİLERİ

  • Genel Makaleler

SON MAKALELER

ETİKETLER

ÇETİNBİLEK  © Copyright 2021 | Tüm Hakları Saklıdır.

Brunsia Web Architects
[Kod-Blog-Baslik]

[Kod-Blog-Baslik]

[Kod-Blog-Tarih]
\
  • [Kod-Adi]